Macron ve Feyruz…, Hediye Levent

Macron ve Feyruz…, Hediye Levent

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Beyrut Limanındaki patlamadan sonra ikinci kez Lübnan’daydı. Ziyaretin zamanlaması, Bölgenin Efsanevi Sanatçısı Feyruz ile yapılan görüşme, Macron’un açıklamaları ve tabii ki basın ekibinin fotoğraf seçimi dahil oldukça dikkatli çalışması ziyareti daha da dikkat çekici hale getirdi.

1 Eylül 1920 Lübnan’ın Osmanlı devleti çekildikten sonra Lübnan’ın Fransız mandasına geçişinin resmi tarihi. Lübnanlılar çoğunlukla bu tarihi 1946’da Fransızların çekilmesi ile birlikte bağımsızlığına kavuşan Lübnan devletinin kuruluşu olarak kabul eder. Kısmen doğru bir değerlendirme sayılabilir. Lübnan kelimesinin kullanıldığı, bir anayasanın hazırlandığı, devletleşme sürecinin başladığı tarihtir 1 Eylül 1920 ancak Fransız mandası altında. 

Macron da ziyaretini bu tarihe ve Grand Liban veya Büyük Lübnan’ın kuruluşunun yıl dönümünde gerçekleştirdi. 

Bir kez daha belirtmekte fayda var ki, Lübnan’ın din mezhep esaslı anayasasının mimarı Fransa idi ki, iç savaştan sonra devletin dinlere ve mezheplere göre yeniden düzenlenmesini sağlayan zemini Fransa düzenledi, iç savaş sonrası şartlar sistematikleştirdi. Bu sistem Lübnan’ı yolsuzlukla boğuşan, bir türlü Lübnanlılık kimliği oluşturamayan, ülkenin köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak bölünmesine yol açan, siyasi istikrarsızlığın artık kanserleştirdiği bir ülke haline getirdi. 

Lübnan’daki bu sistem birçok ülke gibi Fransa’nın da nüfuzunu korumasını ve derinleştirmesini sağladı. 

Bu sistem Lübnan’ı akıl almaz ihmaller zinciri sonucu kanlı bir patlamanın sahnesine dönüştürürken, ülke ekonomik ve siyasi krizle uçurumda asılı dururken Lübnan’da zaten hep varolan ülkeler bir kez daha sahneye çıkmaya başladı.

Şüphesiz en dikkat çekici olanı da Macron oldu. 

Macron’un “Eski sömürge geri döndü” yorumlarına sebep olan ziyaretinin zamanlaması dışında içeriğinin de titizlikle hazırlandığı açık.

Mesela Feyruz-Macron görüşmesi…

Feyruz, Lübnanlı fakir, Hristiyan ve muhafazakar ailenin bir çocuğu olarak dünyaya gelir. Evlerinde radyo yoktur. Pencere kenarında oturup komşu evlerin radyolarında çalan şarkıları ezberler yıllarca. Babası kilise korosunda şarkı söylemesine izin verir ancak radyoda şarkı söyleyebilmek için onay alması pek de kolay olmaz.

Feyruz’u Feyruz yapan, efsaneleştiren, birbirine düşman tarafların bile saygı gösterdiği noktaya taşıyan faktör elbette fakirlikle örülü zorlu yaşam hikayesi değil.

Feyruz, bir şarkıcı olarak yeteneğinin dışında bir duruş gösterebildiği için siyasetler, krizler üstü bir noktada hâlâ.

Hep anlatılır; Lübnan’da 15 yıla yayılan iç savaş sürerken, Beyrut sokak sokak ve hatta bina bina bölünmüşken Beyrut’un birbirine düşman cephe gerilerine geçebilen, hatta konserler verebilen tek isim olarak bilinir. 

Feyruz’un Lübnan iç savaşından sonra yanmış/yıkılmış Beyrut’u betimlediği, iç savaşın izlerini hâlâ canlı tutan, dinleyenleri hâlâ hüzünlendirebilen Beyrut’a ağıtı Li Beyrut şarkısını birçok kişi bilir. Ancak Feyruz’un Lübnan ve Beyrut dışında Kudüs’e, Bağdat’a, Şam’a, Kahire’ye sahip çıktığı; bir taraftan Arap milliyetçiliğinin sindiği diğer taraftan Filistinlilere seslendiği çok sayıda şarkısı da var. 

Bunlarla da yetinmez Feyruz; günümüz Arap dünyasının yanı sıra bu coğrafyanın tarihi değerlerinin de unutulmaması için çaba gösterir. Mesela, günümüzde Suriye toprakları içinde kalan ve en son IŞİD’in antik tiyatroda çocuklara toplu infaz yaptırdığı Palmira’nın kraliçesine, Zenobia’ya da şarkılar söyler.

Feyruz hep yapıcıdır, doğrudan değil ama şarkıları, açıklamaları, rol aldığı film/dizi/belgesellerde barışçıl mesajları ısrarla vermeye devam eder.