Elen ve Zeus
Tanrı Zeus yüce düşüncelerini açıkladı:
"Ey insanlar Tanrı olmak istemiyorum
Hep sizlerle uğraştım, sizler günahkardınız.
Önlerinizde nimetleriniz hep acı çektiniz.
Oysa ben burada yapayalnız, aşksız,
Sizleri affedip korudum."
Ve silkinip ilahi kuvvetlerinden, indi yeryüzüne
Karıştı kalabalığın içine
Bir pazaryeriydi indiği yer
Üzerinde tanrısal ışık,
Alnında kutsal defne yaprağının izleri
Yaklaştı en günahkar, en güzel kadına
‘Seni çok affettim, yardım ettim
Sen bana inandın, bense içindeki tanrısal ışığa
Günahkarlığını görmeyip yanında oldum..
Ey güzeller güzeli Elena
Şimdi seninleyim,
Tanrısal gözlerinin bakışları altındayım.
Elen mutsuz,
Elen doyumsuz kadın
Gördü defne yaprağının izlerini
Kapıldı büyüsüne, atıldı kollarına..
Zeus daha ne olduğunu anlayamadan
Buldu kendini Elen’in yatağında
Elen;
Aşifte kadın, günahkar kadın,
Koca yürekli, sevimli kadın.
Aldı götürdü Zeus’un son tanrısal kaynağını
İçti bitirdi ölümsüzlüğünü.
Aldı Zeus’tan sürekli, kendine de katamadı
Heba etti erdemleri.
Sonunda baktı karşısındaki
Bir tanrı değil, sıradan bir insan
Yarıyolda bırakıverdi
Tanrıdan bozma , insandan yüce Zeus’u ortalıkta
İnsanlık Tanrısız kaldığı gibi, Zeus da insansız kaldı
Koca kükreyen Zeus,
Sinik , sünepe bir adama dönüştü;
Ve kadın başka bir erkeğin kollarındayken
Zeus kadını sevmenin ve güvenmenin hazzıyla
Kıvranıp durdu.
Ve kadın başka bir erkeğin kollarındayken
Bunu bilmeden hala kadını kurtarmanın yollarını arayıp durdu.
İlk indiği pazaryerinde
Eski kullarının gizli alaylarıyla yürürken birgün Zeus
Tanrıça Afrodit’in ışığı gözlerini kör etti
"Ey Zeus!
Elen seni tanrıyken en çok seven kadın,
Kullarının arasında en sevdiğin, güvendiğin.
Sen tanrıyken idi tüm bunlar,unutma!
Şimdi sıradan bir insansın.
Affediciliğin azaldı,tutkun ,ihtirasın çoğaldı.
Aldatırken O seni gülerek
Yüreğin buna inanmayacak kadar saflaştı."
"Ey Afrodit" dedi Zeus.
"İnanmıyorum sana!"
"Bu muhakkak ki tanrıların arasına dönmem için bir oyun.
Elen temiz kadın,Elen saf yürekli kadın
Ben tanrıyken bana en çok tapan kadın.
Nasıl ki böyle bir iftirayı atıyorsun?" dedi.
Dedi demesine ama birden kaybolan Afrodit’in ışığıyla
İçine giren şüpheden rahatsızca ilerledi yolunda...
Gecenin karanlığında
Duydu Elen ‘in kahkaha atan şuh sesini.
Elen aşifte kadın,
Elen ayyaş kadın
Geliyordu bir erkeğin kucağında
Çırpınarak, hırıltılı aşk sözleriyle inleyerek.
Ve Zeus o anda attı kendini Elen’ in önüne,
Vurdu kahpeliğini yüzüne.
Elen yüzsüz kadın
İçi sızlayarak, acıyarak baktı
Eski tanrı Zeus’ a
"Ben seni hala sevmekteyim Tanrım gibi
Suç bende değil senin kendi yerini bilmeyişinde
Tanrı , tanrıyken kul olunur ona
Tanrı kul olmuşsa eğer kulluğunu bilmelidir,
Göze almalıdır aldatılmayı da.."
Ve Zeus döndü göklere
"Ey tanrılar, tanrıçalar alın beni aranıza"
Gök yarıldı birden
Tüm ilahlar göründü içinden
Hep bir ağızdan kükrediler
"Tanrı olmak kolay Zeus,
Zor olan günahkarların arasında günahsız yaşamak"
Ve kalıverdi tanrıdan bozma, insandan uzak,
yüce Zeus
Yeryüzünde çırılçıplak..
Vurdu kendini içkiye.
Yaşadı pazaryerinde
Eski kullarının acıyarak verdiği ekmeklerle.
Şimdi anlatılır bu hikaye dilden dile..
Herkes yerini bilmeli,
yerinde kalmalı der anlatıcı diğerlerine..