Elen ve Zeus / Nur Yazgan

Elen ve Zeus 



Tanrı Zeus yüce düşüncelerini açıkladı: 
"Ey insanlar Tanrı olmak istemiyorum 
Hep sizlerle uğraştım, sizler günahkardınız. 
Önlerinizde nimetleriniz hep acı çektiniz. 
Oysa ben burada yapayalnız, aşksız, 
Sizleri affedip korudum." 
Ve silkinip ilahi kuvvetlerinden, indi yeryüzüne 
Karıştı kalabalığın içine 
Bir pazaryeriydi indiği yer 
Üzerinde tanrısal ışık, 
Alnında kutsal defne yaprağının izleri 
Yaklaştı en günahkar, en güzel kadına 
‘Seni çok affettim, yardım ettim 
Sen bana inandın, bense içindeki tanrısal ışığa 
Günahkarlığını görmeyip yanında oldum.. 
Ey güzeller güzeli Elena 
Şimdi seninleyim, 
Tanrısal gözlerinin bakışları altındayım. 
Elen mutsuz, 
Elen doyumsuz kadın 
Gördü defne yaprağının izlerini 
Kapıldı büyüsüne, atıldı kollarına.. 
Zeus daha ne olduğunu anlayamadan 
Buldu kendini Elen’in yatağında 

Elen; 
Aşifte kadın, günahkar kadın, 
Koca yürekli, sevimli kadın. 
Aldı götürdü Zeus’un son tanrısal kaynağını 
İçti bitirdi ölümsüzlüğünü. 
Aldı Zeus’tan sürekli, kendine de katamadı 
Heba etti erdemleri. 
Sonunda baktı karşısındaki 
Bir tanrı değil, sıradan bir insan 
Yarıyolda bırakıverdi 
Tanrıdan bozma , insandan yüce Zeus’u ortalıkta 
İnsanlık Tanrısız kaldığı gibi, Zeus da insansız kaldı 
Koca kükreyen Zeus, 
Sinik , sünepe bir adama dönüştü; 
Ve kadın başka bir erkeğin kollarındayken 
Zeus kadını sevmenin ve güvenmenin hazzıyla 
Kıvranıp durdu. 
Ve kadın başka bir erkeğin kollarındayken 
Bunu bilmeden hala kadını kurtarmanın yollarını arayıp durdu. 
İlk indiği pazaryerinde 
Eski kullarının gizli alaylarıyla yürürken birgün Zeus 
Tanrıça Afrodit’in ışığı gözlerini kör etti 
"Ey Zeus! 
Elen seni tanrıyken en çok seven kadın, 
Kullarının arasında en sevdiğin, güvendiğin. 
Sen tanrıyken idi tüm bunlar,unutma! 
Şimdi sıradan bir insansın. 
Affediciliğin azaldı,tutkun ,ihtirasın çoğaldı. 
Aldatırken O seni gülerek 
Yüreğin buna inanmayacak kadar saflaştı." 
"Ey Afrodit" dedi Zeus. 
"İnanmıyorum sana!" 
"Bu muhakkak ki tanrıların arasına dönmem için bir oyun. 
Elen temiz kadın,Elen saf yürekli kadın 
Ben tanrıyken bana en çok tapan kadın. 
Nasıl ki böyle bir iftirayı atıyorsun?" dedi. 
Dedi demesine ama birden kaybolan Afrodit’in ışığıyla 
İçine giren şüpheden rahatsızca ilerledi yolunda... 
Gecenin karanlığında 
Duydu Elen ‘in kahkaha atan şuh sesini. 
Elen aşifte kadın, 
Elen ayyaş kadın 
Geliyordu bir erkeğin kucağında 
Çırpınarak, hırıltılı aşk sözleriyle inleyerek. 
Ve Zeus o anda attı kendini Elen’ in önüne, 
Vurdu kahpeliğini yüzüne. 
Elen yüzsüz kadın 
İçi sızlayarak, acıyarak baktı 
Eski tanrı Zeus’ a 
"Ben seni hala sevmekteyim Tanrım gibi 
Suç bende değil senin kendi yerini bilmeyişinde 
Tanrı , tanrıyken kul olunur ona 
Tanrı kul olmuşsa eğer kulluğunu bilmelidir, 
Göze almalıdır aldatılmayı da.." 
Ve Zeus döndü göklere 
"Ey tanrılar, tanrıçalar alın beni aranıza" 
Gök yarıldı birden 
Tüm ilahlar göründü içinden 
Hep bir ağızdan kükrediler 
"Tanrı olmak kolay Zeus, 
Zor olan günahkarların arasında günahsız yaşamak" 
Ve kalıverdi tanrıdan bozma, insandan uzak, 
yüce Zeus 
Yeryüzünde çırılçıplak.. 
Vurdu kendini içkiye. 
Yaşadı pazaryerinde 
Eski kullarının acıyarak verdiği ekmeklerle. 

Şimdi anlatılır bu hikaye dilden dile.. 
Herkes yerini bilmeli, 
yerinde kalmalı der anlatıcı diğerlerine.. 

Arşiv