Emma Peel: Ne oldu, neden öyle bakıyorsun?
Karşıdaki Adam: İyi bir gün bugün. Şu anda sana bakarken biliyorum ki, bütün bu karmaşaya, ikiyüzlülüğe, saçmalık denizine karşın bir yerlerde iyi bir şeyler oluyor.
Emma Peel: Neden böyle düşündün?
Karşıdaki Adam: Çünkü sana baktım.
Emma Peel: ...
Karşıdaki Adam: Öyle güzel bakıyorsun ki şu anda dünyaya, o dünyada iyi bir şeyler yaşandığını düşünmekten başka çarem yok. Bildiğim sıfatların dışında bir bakış bu. Nasıl tanımlayabilirim ki? Bir anahtar, bir gündoğumu, bir ışık... Zaman, mekan, sonsuzluk, hüzün... Hepsi senin yüzün.
Emma Peel: Şaşırtıyorsun beni, böyle şeyler söylemezdin sen.
Karşıdaki Adam: An geliyor, öyle bir fotoğrafa dönüşüyorsun ki, hepimiz susuyoruz. Yarısı parçalanmış bir heykelle anlıyorsak geçmişi, bilinmeli ki senin siyah-beyaz bir fotoğrafınla öğreneceğiz geleceği.