Ya olmasaydı? / Özgür Uçkan

"Elbette ‘duygusal’ bir yazı olacak. Ne bekliyordunuz ki?” Yazının sonunda söyleyeceğimi başına çektim. Çünkü bu yazıyı Türkiye’yi sarsan, kuşatan, iliklerine nüfuz eden “olaylar”ın 6. gününde yazıyorum. Siz yazıyı okuduğunuzda kim bilir neler olmuş olacak? “Olaylar”a ne ad verilmesi gerektiğini henüz bilmiyorum; ya da biliyorum da şimdi söylemek istemiyorum. Neyse. Bu yazının meramı başka: Ya olmasaydı?Bu yazıyı yurtdışından yazıyorum ve şu anda ülkemle aramdaki bilgi akışını sağlayan tek kanal internet. 

Düşünsenize: Ya “yeni medya”, yani herkesi bir yayıncı haline getiren blogları, sosyal 
ağları, yazı, görüntü, video paylaşım alanlarıyla internet olmasaydı, ne olacaktı? Ya da iktidarların hepsinin hayalini kurduğu Çin, İran, Suudi Arabistan “intranet”i gibi bir internetimiz olsaydı? Son yıllarda onca insanı sokağa döken, davalar, suç duyurularıyla, kamu oyu baskısıyla direnmesine yol açan ağır sansür, merkezi filtreler tamamen başarıya ulaşsaydı? Ne olurdu? Şimdi o güzelim ana akım medyanızla baş başa kalırdınız ve kurabiye tariflerini izlerken, acizlik, atalet ne demekmiş anlardınız!

On binler sokağa çıkıp internet sansürüne direndiğinde, iktidar bunlar “üç beş pornocu” dedi (Şimdi de halkın yarısına “çapulcu” dediği gibi). Bir kısmınız, “aman, bunlar da abartıyor, tabi ki çocuk pornosu, fuhuş içerikleri yasaklanacak” dediniz. Bazıları, “internet sansürlenemez ki, DNS değiştiririm olup biter, bağırmaya ne gerek var” dedi. Umarım şimdi anlıyorsunuzdur, iletişim hakkına sahip çıkmanın ne kadar hayati olduğunu.
İnternet, özellikle de sosyal medya olmasaydı, Türkiye şu anda tam bir karanlığa gömülmüş, at izi it izine karışmış olurdu. Başbakan yardımcısı Bülent Arınç’ın ciddi bir hukuksuzluk ifrazatı olarak “isteseydik keserdik, ama bakın yapmıyoruz” demesine bakmayın. Belki de bu yazı yayınlandığında internetiniz, sosyal ağlarınız kesilmiş olacak. O zaman, Tunus’a, Mısır’a, Suriye’ye, İran’a internet erişimi götüren internet aktivistlerinin değerini de anlayacaksınız. İktidarın sosyal medyaya niye “bela” okuduğunu da.
İnsan hakkı ihlalleriyle, her biri vahim birer insanlık suçu olan saldırılar, ölümler, yaralanmalarla ilgili kanıt, bilgi, belge, görüntü ve videolar internette toplanıyor ve yarın çok işe yarayacak. İnsanlar birbirlerinin, eşinin dostunun çocuğunun haberini internetten alıyor. Tüm uluslararası basın haberleri internetten alıyor, utanılacak haldeki ana akım medyamızdan değil ve her şey tüm dünyanın gözü önünde olup bitiyor. Elbette dezenformasyon da oluyor, ama ortak akıl bu etkiyi nötralize ediyor.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyup kendinize sorun:
Ya olmasaydı?

Arşiv